HABERLER

2022’DE DAHA CANLI BİR PİYASA BEKLİYORUZ

HABERLER

2022’DE DAHA CANLI BİR PİYASA BEKLİYORUZ

2022’DE DAHA CANLI BİR PİYASA BEKLİYORUZ
06 OCA
Haberi Paylaş :

Ege Serbest Bölgesi Türkiye’deki serbest bölgeler içinde lider konumunu sürdürüyor. Yıllık ticaret hacmi 2021’de 4.5 milyar doların, ihracatı ise 2.2 milyar doların üzerine çıkardıklarını ve yaklaşık 21 bin kişiye istihdam sağladıklarını syleyen Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler ile ESBAŞ’ın hedeflerini, küresel ve ulusal ekonomideki gelişmeleri konuştuk.

- ESBAŞ’ın 2021 sonu itibariyle Türk ekonomisine yaptığı katkı hakkında bilgi alabilir miyiz?

ESBAŞ, kurup işlettiği Ege Serbest Bölgesinin günümüzde ticaret hacmi, ihracat ve istihdam bakımından Türkiye’nin en büyük serbest bölgesi haline gelmesinde büyük katkıları olan bir şirkettir. Başından beri, bölgeye yüksek katma değerli üretim yapan firmaları çekerek daha yüksek ekonomik değerin üretilmesini mümkün kılmıştır. Ege Serbest Bölgesi, kuruluşundun günümüze kadar Türkiye ekonomisine toplamda 83 milyar dolarlık ticaret hacmi sağlamıştır. Yıllık ticaret hacmi 2021’de 4.5 milyar doların, ihracat ise 2.2 milyar doların üzerine çıkarken, yaklaşık 21 bin kişiye istihdam sağlanmaktadır. Ege Serbest Bölgesinde katma değeri yüksek ürünler üretilmektedir. Bölgemizden yapılan ihracatın kg değeri 9 dolar civarındadır.  Bir kıyaslama yapacak olursak; Türkiye’nin toplam ihracatının kilogram değeri 1.2 dolar, Almanya’nın ise 3.5 dolar seviyesindedir. ESB’de yatırım yapan firmalarımız ağırlıklı olarak ABD ve AB ülkelerine ihracat yapmaktadır. Bölgedeki üretimin çoğunluğu Avrupa’daki ana ürünleri destekleyen ara mamul ürünlerden oluşmaktadır.

- Bölgenizde elektrikli araç sektörüne yapılan yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu sektörde bir cazibe merkezi olmayı hedefliyor musunuz?

Ege Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren sektörlerin başında otomotiv sektörü gelmektedir. Bölgemizdeki yerli ve yabancı firmalar dünyanın en büyük otomobil markaları için yüksek teknolojili ürün geliştirmektedir. Bırakın yeni teknolojiyi takip etmeyi, bilakis sürekli ürün geliştiren bu firmalar elektrikli otomobil teknolojisi konusunda da önemli çalışmalar yapmaktadır. Bölgede faaliyet gösteren bir firma elektrikli otomobillere elektrik motoru üretmek için yeni bir tesisi faaliyete geçirdi. Deneme üretimleri tamamlanan elektrik motorunun seri üretimine yakın zamanda başlanması planlanırken, Ege Serbest Bölgesinde üretilecek elektrik motorları VW, Audi ve Porsch markalı elektrikli otomobillerde kullanılacak. Bunun yanı sıra başka bir firma ise elektrikli otomobillerin hızlı ve standart şarj ünitelerini üretiyor.  

- Artan döviz kurunun ihracata olumlu yansıyacağı söyleniyor. Siz bölgenizde bunu gözlemliyor musunuz?

Döviz fiyatındaki artıştan çok, fiyatta istikrarın sağlanması yerli ya da yabancı olsun iş dünyası için çok daha önemlidir. Dövizdeki dalgalanma hiçbir üreticiyi mutlu etmez.  Yatırımcı öncelikle önünü görmek ister. Bugün Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen bir firma kurdaki dalgalanmayı gördüğünde beklemeyi tercih edebilir. Türk yatırımcı olarak biz acaba ne olacak diye soruyorsak, yabancılar bunu daha fazla düşünecek ve değerlendirecektir. Bu nedenle kurun geldiği seviyede istikrar kazanmış olmasını umut ediyoruz.

- Tedarik zincirinde yaşanan sorunlar konusunda bir çalışmanız var mı? Bölgenizdeki işletmeler bu konuda ne tür önlemler alıyor?

Kovid-19 salgınının etkisiyle üretimde yaşanan ciddi aksamaların ardından, talep hacminde veya yapısındaki değişiklikler bazı ürünlerin bulunmasını zorlaştırdı. Buna ilave olarak lojistik kısıtlamalara bağlı teslimat gecikmeleri ve maliyet artışları gibi pek çok gelişme de eklenince sanayide yaşanan sorun daha da büyüdü. Tedarik konusunda yaşanan sıkıntılar, küresel bir soruna dönüşmüş ve hemen hemen tüm sektörlerde sıkıntıların ana kaynağı haline gelmiş durumda. Emtia fiyatları çok hızlı yükselmiş olmasına rağmen, lojistik krizinin tedarik süreçleri üzerinde büyük bir baskı yarattığını görüyoruz. Küresel bir boyut kazanan bu sorunun çözümü noktasında firma bazında çok etkili bir çözüm üretebilmenin zorluğu ortada. Salgının etkisinin ortadan kalkması paralelinde üretim ve talep dengesinin belirli bir noktada buluşması ile tedarik sorunları da ortadan kalkacaktır. 

- Dijital dönüşüm politikanız hakkında bilgi verebilir misiniz?

ESBAŞ’ta, teknolojiye dayalı iş yapış sistematiğini yerleştirmek amacıyla 2013 yılında başladığımız dijital dönüşüm çalışmalarında, günümüze kadar uzun yol kat ettik ve şirketimizi büyük veri analizi yapabilen, iş süreci modelleme araçları ile elektronik olarak ürettiği, uygulamaya aldığı süreçler ile kendi kendisine yetebilen donanımlara kavuşturduk. İnsan kaynakları uygulamalarını elektronik ortama taşımış ve diğer tüm süreçler ile entegre etmiş, öneri ve inovasyon sistemlerini dijital olarak yönetmeye başlamış bir şirket olmayı başardık. Şirketimizde, dijital dönüşümü Endüstri 4.0 aşamasına kadar getirerek, Türkiye’de serbest bölgecilikte yürüttüğümüz liderlik vasfını, dijitalleşme konusunda da sürdürüyoruz. 

- Yeşil Mutabakat konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Küresel ısınmanın çevre üzerinde yarattığı tahribatı hızla arttırması, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğini uluslararası yatırımcılar için de ana gündem unsurlarından biri haline getirdi. Çevreyle ilgili gelişmeler, AB merkezli firmalar başta olmak üzere, uluslararası yatırımcıları, yurtdışındaki yeni yatırım kararlarında Yeşil Mutabakat gibi politika çerçevelerine uyumlu yönetilen ülkeleri tercih etmeye yöneltmiş bulunuyor. Türkiye de Paris Anlaşmasına taraf olma kararını alarak çevrecilik anlamında önemli bir adım attı ve ‘Yeşil Kalkınma’ kavramını gündemine aldı. Bu gelişme başta Avrupalı yatırımcılar olmak üzere, doğrudan yabancı yatırımların ülkemize çekilmesinde elimizi güçlendirmiş oldu. Ülkemizde çevreye yönelik bu önemli kararlar alınırken, biz ESBAŞ olarak, su tüketimini azaltmaktan, elektrik ihtiyacını yenilenebilir santrallerden sağlamaya, sıfır atık uygulamasından, doğayı kirletici faaliyetlere bölgede izin vermemeye kadar çevrenin korunmasını önceleyen çok sayıda uygulama gerçekleştirdik ve yatırım yaptık. Hedefimizde, yıllık 3.2 milyon kWh olan elektrik ihtiyacımızın tamamını çevreci santrallerden sağlayarak elektrik kullanımından kaynaklı karbon ayak izini sıfırlamak var. Doğal kaynakları korumaya yönelik attığımız bu adımlarla çevrenin korunmasına ve ülkemizin düşük emisyonlu ekonomiye geçiş sürecine katkı sağlamaya kararlıyız

- BASBAŞ kuruluş çalışmalarında gelinen aşama hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Batı Anadolu Serbest Bölgesinin onay süreci, 7 Eylül 2021 tarih ve 4482 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile tamamlanmış oldu. Türkiye’nin 19. serbest bölgesi olacak bu bölgeyi Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kurucu ve İşletici A.Ş. (BASBAŞ) şirketi kurup işletecek. İzmir’in Bergama İlçesi Aşağıkırıklar mevkiinde kurulacak olan Batı Anadolu Serbest Bölgesi 2.4 milyon metrekare alan üzerinde kurulacak ve altyapı çalışmalarına en kısa sürede başlayacak. 2022 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yatırımcıya hazır hale getirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Batı Anadolu Serbest Bölgesi konumu itibarı ile çok özel bir lokasyona sahip. 18 Mart 2022 tarihinde açılacak Çanakkale Köprüsüne çok yakın mesafede bulunuyor. Köprüden hemen sonra Avrupa’da oluyorsunuz. Avrupalı firmalar artık kendisine yakın bölgeleri yatırım yeri olarak tercih ediyorlar. Örneğin üç günde ürünü getirebiliyor musun diye soruyorlar. Bu açıdan ciddi bir avantaj sunacağız. Çanakkale Köprüsü de bize büyük avantaj sağlayacak. Çünkü İstanbul trafiğine girmeden Çanakkale’yi geçme imkanı sunuyor. Yine İzmir Aliağa bölgesinde yüksek kapasiteye sahip limanlarımıza 30 km mesafedeyiz. Bu limanlara yükün trenle ulaştırılması için görüşmelerimiz devam ediyor.

- 2021 yılı, hedefleriniz açısından nasıl geçti?

Ege Serbest Bölgesinde gerçekleşen ticaret hacmi ve ihracat, 2020 yılının Ağustos ayından itibaren pandemi kaynaklı düşüş trendinden çıktı ve hızlı bir toparlanma ile geçtiğimiz yılı neredeyse 2019 seviyesinde kapattı. Bu yıl ise ticaret hacminde 4.5 milyar doların üzerine, ihracatta ise 2.2 milyar doların üzerine çıkarak pandemi koşullarının olmadığı 2019 yılındaki rakamların yaklaşık yüzde 7 üzerinde bir büyüme ile kapatıyoruz.

- 2022 yılına ilişkin hedefleriniz ve beklentileriniz nelerdir?

Henüz Kovid-19’un etkisinin kalkmadığı aksine, özellikle Avrupa’da Omicron varyantı nedeniyle kısıtlamaların devam ettiği 2021 yılında, yukarıda da bahsettiğim gibi tedarikte ve lojistikte yaşanan büyük sıkıntılara rağmen Ege Serbest Bölgesi ticaret hacmini ve ihracatını pandemi öncesi dönemin dahi üzerine çıkarmayı başardı. 2022 yılında bahar ayları ile birlikte büyük bir ihtimalle salgının etkileri minimize edilmiş olacak. Dolayısıyla talep ve üretim dengesinin toparlanacağı ve 2021 yılına göre daha canlı bir piyasa olacağını bekliyoruz. Bu beklenti ile Ege Serbest Bölgesinin 2022’de üretim ve ihracatını 2021’de ulaştığı seviyenin de üzerine çıkarmasını hedefliyoruz.

Bu sitede çerezler kullanır. Siteyi kullanmaya devam ederseniz, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi için tıklayınız.